O, teklifin lehindeydi.
- He was in favor of the proposition.
Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.
- Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.
Bu uygunsuz bir öneri.
- It's an indecent proposition.
Öneriyi kesinlikle onaylayamam.
- I absolutely cannot approve the proposition.
Sana bir iş teklifim var.
- I have a business proposition for you.