Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
- Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
Tabiri caizse, o yürüyen bir sözlüktür.
- He is, so to speak, a walking dictionary.
Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.
- Walking is an excellent exercise.
Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.
- Walking is a healthy form of exercise.
Yürümek iyi egzersizdir.
- Walking is good exercise.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
O yalnız yürümeyi sever.
- She likes walking alone.
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
- I watched John and Mary walking hand in hand.
O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir.
- He's what they call a walking encyclopedia.
Ona ayaklı sözlük derler.
- He is called a walking dictionary.