the act of intending to do something; resolution; determination

listen to the pronunciation of the act of intending to do something; resolution; determination
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of intending to do something; resolution; determination в Английский Язык Турецкий язык словарь

purpose
gaye

Oda bu amaç için gayet uygun. - The room is perfectly suitable for this purpose.

purpose
{i} amaç

Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir. - Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.

Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor. - Many people drift through life without a purpose.

purpose
isteyerek
purpose
(Bilgisayar) amacı

O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti. - He went to Italy for the purpose of studying music.

Ziyaretinizin amacı nedir? - What is the purpose of your visit?

purpose
kararlılık
purpose
niyet
purpose
erek
purpose
kasıt

Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı. - Susan broke the dish on purpose to show her anger.

Palyaço kasıtlı olarak düştü. - The clown fell down on purpose.

purpose
mahsus

Bunu mahsus yapıyorsun! - You're doing it on purpose!

the act of
eyleminin
purpose
bile bile
purpose
faydalı surette
purpose
murat
purpose
{i} kararlılık, azim
purpose
serve the purpose işine gelmek
purpose
maksa

Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir. - No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.

purpose
meram
purpose
kasten

Çocuk kasten ayağıma bastı. - The boy stepped on my foot on purpose.

Bunu kasten yapıyorsun! - You're doing it on purpose!

Английский Язык - Английский Язык
purpose
the act of intending to do something; resolution; determination

    Расстановка переносов

    the act of intending to do something; resolution; de·ter·mi·na·tion

    Произношение

Избранное