the act of forming, workmanship, work

listen to the pronunciation of the act of forming, workmanship, work
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of forming, workmanship, work в Английский Язык Турецкий язык словарь

making
{i} yapma

Hata yapmaktan korkuyor. - He is afraid of making mistakes.

Hatalar yapmaktan korkmayın. - Don't be afraid of making mistakes.

making
yaparak

O, seramik eser yaparak zengin oldu. - She became rich by making ceramic pieces.

Onu yaparak beni çok mutlu ediyorsun. - You're making me very happy by doing that.

making
imal

O yaşlı adam elli yıldır kaçak içki imal etmekteydi. - That old man had been making moonshine for fifty years.

O yaşlı adam elli yıldır kaçak viski imal etmekteydi. - The old man had been making white lightning for 50 years.

making
{f} yap

Hata yapmaktan korkuyor. - He is afraid of making mistakes.

Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor. - Tom worries about making mistakes at work.

making
{i} yapım

Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı. - The new law was twelve months in the making.

Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi. - My mother gave me a pair of gloves of her own making.

making
gerekli özellikler
making
ç.yetenek
making
gelişme/başarı nedeni
the act of
eyleminin
making
make yap
making
nitelikler
making
making iron kalafat demiri
making
hususiyetler
making
He has the makings of a man Adam olacağa benziyor
making
(isim) yapma, etme, yapı, başarı sebebi
making
malzeme
making
{i} etme

Tom ve Mary'nin kendilerini Fransızca olarak ifade etme sorubları vardı. - Tom and Mary had trouble making themselves understood in French.

Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum. - I still have difficulty in making myself understood in French.

making
yapılmakta
making
{i} başarı sebebi
making
in the making olmakta
Английский Язык - Английский Язык
{n} making
the act of forming, workmanship, work
Избранное