Hata yapmaktan korkuyor.
- He is afraid of making mistakes.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
Onu yaparak beni çok mutlu ediyorsun.
- You're making me very happy by doing that.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak içki imal etmekteydi.
- That old man had been making moonshine for fifty years.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak viski imal etmekteydi.
- The old man had been making white lightning for 50 years.
Hata yapmaktan korkuyor.
- He is afraid of making mistakes.
Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
- Tom worries about making mistakes at work.
Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
- The new law was twelve months in the making.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.
Tom ve Mary'nin kendilerini Fransızca olarak ifade etme sorubları vardı.
- Tom and Mary had trouble making themselves understood in French.
Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum.
- I still have difficulty in making myself understood in French.