the act of biting

listen to the pronunciation of the act of biting
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of biting в Английский Язык Турецкий язык словарь

bite
ısırmak

Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım. - I had to bite my lip to prevent myself from laughing.

bite
{i} lokma

Aslan tavşanı bir lokmada yedi. - The lion ate the rabbit in one bite.

Ben sadece bir lokma ekmek aldım. - I only took a bite of bread.

bite
{i} ısırık

Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var. - I have mosquito bites all over my arm.

Bir sürü sivrisinek ısırıklarım var. - I got a lot of mosquito bites.

bite
{i} dişleme
bite
{i} acılık
bite
(Tıp) bite
bite
acı

Ben ısırdığımda, bu diş acıyor. - When I bite down, this tooth hurts.

Tetanoz aşısı köpek ısırmasından daha çok acıttı. - The tetanus shot hurt more than the dog bite.

bite
ısırılarak kopartılan parça
bite
{f} ısır

Havlayan köpek ısırmaz. - A barking dog doesn't bite.

Havlayan köpek ısırmaz. - Barking dogs don't bite.

bite
keskinlik
bite
(böcek/yılan/vb.) sokmak
bite
rahatsız etmek
the act of
eyleminin
bite
parça lokma
bite
{f} zokayı yutmak
bite
sokmak oltaya vurmak yakmak aşındırmak
bite
{f} oltaya gelmek
bite
{f} (soğuk) yakmak
bite
{f} yakmak
bite
{f} (balık) oltaya vurmak
bite
{f} (bit, bit.ten)
Английский Язык - Английский Язык
bite
morsure
the act of biting

    Расстановка переносов

    the act of bi·ting

    Турецкое произношение

    dhi äkt ıv baytîng

    Произношение

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈbītəɴɢ/ /ðiː ˈækt əv ˈbaɪtɪŋ/
Избранное