O, dokuz yardın tamamını satın aldı.
- He bought the whole nine yards.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Karam, bütün okuldaki en iyi öğrencidir.
- Karam is the best student in the whole school.
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
- Every Saturday we clean the whole house.