Bu girişim, Oksitanca yazmaya teşvik etmek için çaba göstermektedir.
- This initiative strives to promote writing in Occitan.
Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.
- The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
O işinde oldukça iyidir, ama inisiyatiften yoksundur.
- He is quite good at his job, but lacks initiative.
O sadece küçük bir holigan ama sadece onun biraz daha inisiyatifi olsa, o büyük bir suç lideri olabilir.
- He's just a petty hooligan, but if he had just a little more initiative, he could be a major criminal leader.