Kabinenin her üyesi mevcuttu.
- Every member of the cabinet was present.
Bütün öğrenciler mevcut değiller.
- Not all those students are present.
Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.
- At present they are working for a big company in England.
Şu andaki hükümetin çok sayıda problemleri var.
- The present government has many problems.
Şimdiki işimi bırakacağım.
- I am going to leave my present job.
Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.
- His present assistant is Miss Nokami.
Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- I would like to give him a present for his birthday.
Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
- My grandfather gave me a birthday present.
Cennet ya da cehennem yoktur. Biz sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz.
- There is no heaven or hell. We can only live in the present.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
- All of us are connected with the past and the future as well as the present.
O, şu anki maaşından memnun.
- She is content with his present salary.
Senin şu anki sorunun her zaman aklımda.
- Your present trouble is on my mind all the time.
Tom bugünkü toplantıda hazır olacak.
- Tom is going to be present at today's meeting.
Bugünkü dünya rahat yaşamını petrole borçludur.
- The present world owes its convenient life to petroleum.