Bu kadar çok yardım edebileceğimden emin değilim.
- I'm not sure I can be all that much help.
Kendimi bu kadar tanıyorum.
- I know that much myself.
Yüzmenin bu kadar çok eğlenceli olabileceğini bilmiyordum.
- I never knew swimming could be this much fun.
Bu kadar fazla yemek yiyemem.
- I can't eat this much food.
Yıllardır bu kadar çok eğlenmedim.
- I haven't had this much fun in years.
Bu kadar çok yiyeceğe gerçekten ihtiyacımız var mı?
- Do we really need this much food?
... Thank you very much. ...
... much ...