Günlük olarak iç çamaşırı değiştirin.
- Change underwear daily.
Gelişme günlük olarak takip edilir ve bir veritabanında saklanır.
- Progress is monitored daily and stored in a database.
Her gün İngilizce konuşuyorum.
- I speak English daily.
Hasta her gün iyileşiyordu.
- The patient was recovering daily.
Günlük gazete dünya'nın sorunlarını kahvaltı masasına getirir.
- The daily newspaper brings the world's problems to the breakfast table.
Bu bir günlük gazetedir.
- This is a daily newspaper.
Bana günlük yaşantından bahset.
- Tell me about your daily life.
O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.
- If you go to that supermarket, you can buy most things you use in your daily life.