Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

that acts, quick, nimble, lively, brisk

listen to the pronunciation of that acts, quick, nimble, lively, brisk
Английский Язык - Турецкий язык

Определение that acts, quick, nimble, lively, brisk в Английский Язык Турецкий язык словарь

active
{s} faal

Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi. - He became active in the Republican Party.

Fadıl, Facebook'ta faaldir. - Fadil is active on Facebook.

active
aktif

O oldukça aktif bir kişidir. - He is rather an active person.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

active
{s} hareketli

Borsa çok hareketlidir. - The stock market is very active.

active
eylemli
active
kıpırdak
active
eteği belinde
active
eyleyici
active
canlı
active
etkin, aktif
active
(Askeri) FAAL, AKTİF: Gözetlemede, tespit edilebilecek düzeyde enerji yayan hareket veya teçhizat için kullanılan bir sıfat
active
hareket kuvveti olan
active
{s} enerjik

Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın. - Liisa is an active and energetic young woman.

active
{s} üretken
active
(sıfat) aktif, çalışan, faal, işleyen, canlı, etkin, hareketli, enerjik, kıvrak, çalışkan, etken, üretken
active
{s} dilb. etken
active
{s} kıvrak
active
{s} çalışkan
active
(Tıp) a) Tesirli, etkili, müessir, aktif. b) Radyoaktif
Английский Язык - Английский Язык
{a} active