Şeytanlara inanmıyorum.
- I don't believe in demons.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
- The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
- Tom believes that there are good and evil demons.
Ormanda korkunç bir cin yaşar.
- A terrible demon lives in the forest.
Speak of the devil...
- Wenn man vom Teufel spricht ...
Speak of the Devil and he doth appear.
- Wenn man vom Teufel spricht ...
Angels have harps, devils have bodhráns.
- Engel haben Harfen, Teufel haben Bodhráns.
Devils are hiding among the rocks.
- Teufel verstecken sich zwischen den Felsen.