Şeytanın herkes için şahsi bir yüzü vardır. Onu fark etmek zordur.
- Der Teufel trägt für jeden ein eigenes Gesicht. Es ist schwer, ihn zu erfassen.
En tehlikeli şeytan paradır.
- The most dangerous demon is money.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
- The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
Ormanda korkunç bir cin yaşar.
- A terrible demon lives in the forest.
Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
- Tom believes that there are good and evil demons.
If men are wolves then women are devils.
- Wenn Männer Wölfe sind, sind Frauen Teufel.
Speak of the Devil and he doth appear.
- Wenn man vom Teufel spricht ...
Devils are hiding among the rocks.
- Teufel verstecken sich zwischen den Felsen.
Angels have harps, devils have bodhráns.
- Engel haben Harfen, Teufel haben Bodhráns.