tetikte

listen to the pronunciation of tetikte
Турецкий язык - Английский Язык
wary

Everyone should be wary. - Herkes tetikte olmalı.

wakeful
on guard
(deyim) on one's guard
on one's toes
(deyim) on your guard

Be on your guard against her. - Ona karşı tetikte ol.

argus
vigilant

You can't be too vigilant. - Çok tetikte olamazsın.

We must remain vigilant. - Biz tetikte kalmalıyız.

on the alert

He didn't want to be cheated again, and was always on the alert. - O tekrar aldatılmak istemiyordu ve her zaman tetikteydi.

A tsunami is coming, so please be on the alert. - Bir tsunami geliyor, bu yüzden tetikte olun.

unwinking
guarded
argus eyed
at full cock
watchful

Do not try to run away, please, because the eyes of your enemies are watchful. - Lütfen kaçmaya çalışma, çünkü düşmanının gözleri tetikte.

quick on the trigger
aware
awake
tetik
trigger

Tom took his finger off the trigger and lowered his gun. - Tom parmağını tetikten çekti ve silahını indirdi.

Sputnik 1, launched in 1957, triggered the Space Race. - Sputnik 1, 1957'de fırlatıldı, uzay yarışını tetikledi.

tetikte beklemek
be on the alert
tetikte beklemek
on the alert
tetikte olan
alert
tetikte olmak
(deyim) be on one's guard
tetikte olmak
(deyim) keep one's eye on the ball
tetikte olmak
(deyim) be on the lookout
tetikte olmak
on the alert
tetikte olmak
be on the watch
tetikte beklemek
to be on the alert
tetikte bir halde
wakefully
tetikte olarak
yarely
tetikte olarak
alertly
tetikte olarak
guardedly
tetikte olarak
watchfully
tetikte olma
alert

We must be alert to dangers. - Tehlikeler için tetikte olmalıyız.

tetikte olmak
have one's wits about one
tetikte olmak
to be on the alert
tetikte olmamak
have one's guard down
tetikte olmamak
be off guard
tetik
hair trigger
tetik
agile
tetik
{s} nimble
tetik
fine
tetik
vigilant

We must remain vigilant. - Biz tetikte kalmalıyız.

You can't be too vigilant. - Çok tetikte olamazsın.

tetik
delicate
tetik
cock
tetik
dapper
tetik
alert

He didn't want to be cheated again, and was always on the alert. - O tekrar aldatılmak istemiyordu ve her zaman tetikteydi.

We have to stay alert. - Tetikte beklemek zorundayız.

tetik
detent
kulağı tetikte olmak
to keep an ear to the ground
tetik
awake
tetik
sharpeyed
tetik
yare
tetik
watchful

Do not try to run away, please, because the eyes of your enemies are watchful. - Lütfen kaçmaya çalışma, çünkü düşmanının gözleri tetikte.

yasadışı eylemlere karşı tetikte olan makam
watchdog committee
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tetikte в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tetik
Büyük kepçe
tetik
Dikkat ve özen gerektiren, nazik
tetik
Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık
tetik
Ateşli silahları ateşlemek için çekilen küçük manivela. Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık
tetik
Ateşli silâhları ateşlemek için çekilen küçük manivela
tetikte
Избранное