I have to deliver this package to Tom Jackson.
- Bu paketi Tom Jackson'a teslim etmek zorundayım.
My work was to deliver pizza by motorcycle.
- İşim motosikletle pizza teslim etmekti.
He would have to surrender.
- O teslim olmak zorunda kalacaktı.
If I had to surrender, I'd rather choose death.
- Teslim olmak zorundaysam, ölmeyi tercih ederim.
They would not surrender.
- Onlar teslim olmadılar.
Herold agreed to surrender.
- Herold teslim olmayı kabul etti.
Did Tom have to surrender his passport?
- Tom pasaportunu teslim etmek zorunda mıydı?
The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
- Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
Did Tom have to surrender his passport?
- Tom pasaportunu teslim etmek zorunda mıydı?
The police persuaded the criminal to surrender his weapon.
- Polis silahını teslim etmesi için suçluyu ikna etti.
After the battle they delivered the town to the enemy.
- Onlar savaştan sonra şehri düşmana teslim ettiler.
Tom has already delivered the package to Mary's house.
- Tom paketi Mary'nin evine zaten teslim etti.
The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
- Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
An unpublished work is like an undelivered present.
- Yayınlanmamış bir çalışma, teslim edilmemiş bir hediye gibidir.
I have to turn in my report today.
- Bugün raporumu teslim etmek zorundayım.
We have to turn in our reports by the end of this month.
- Bu ayın sonuna kadar raporlarımızı teslim etmek zorundayız.
He had to submit himself to their decision.
- O onların kararına kendini teslim etmek zorunda kaldı.
We have to submit it before the deadline.
- Son teslim tarihinden önce onu teslim etmek zorundayız.
Under the circumstances we have no choice but to surrender.
- Bu şartlar altında teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok.
He would have to surrender.
- O teslim olmak zorunda kalacaktı.
How long do I have to wait for delivery?
- Teslimat için ne kadar beklemeliyim.
Delivery is not included in the price.
- Teslimat fiyata dahil değildir.