Contrary to expectations, they won with ease.
- Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.
I thought he was busy, but on the contrary he was idle.
- Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
He's not lazy. On the contrary, I think he's a hard worker.
- O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
- Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
I thought he was busy, but on the contrary he was idle.
- Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
- Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
Maybe we're doing this all backwards.
- Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
Maybe we're doing this all backwards.
- Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
Turn the knob counterclockwise.
- Tokmağı saat yönünün tersine çevirin.
Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
- Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
How do we reverse the process?
- Süreci nasıl tersine çeviririz?
If finding a beautiful girl for the first time was hard, this time it was at the exact opposite end of the spectrum.