Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
- These technical terms are derived from Greek.
Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
- Terms like sexism are now in vogue.
1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.
- It is impossible for me to finish my term paper by tomorrow.
Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
- Most students are doing preparation for the term examination.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
O, ülkesi açısından düşünüyor.
- He thinks in terms of his own country.
Para açısından her şeyi düşünmeye eğilimli.
- He tends to think of everything in terms of money.
Başkanın görev süresi dört yıldır.
- The president's term of office is four years.
Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
- I suppose it's different when you think about it over the long term.
Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.
- You see everything in terms of money.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Otobüs terminali nerede?
- Where is the bus terminal?
Biz otobüs terminalinde kazara onlarla karşılaştık.
- We met them by accident at the bus terminal.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.
- The union and the company have come to terms on a new contract.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
- The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
We hope someday she and her mother will come to terms on the matter.
Until he comes to terms with the likelihood of failure, he will not succeed.
She finally came to terms with her addictions at her third rehab clinic and rarely drank again.
A miniature giant is a contradiction in terms.
Okay, let me explain this in layman's terms.
Kennedy assured West German Ambassador Wilhelm Grewe in no uncertain terms that he does not intend to let West Berlin go down the drain.
She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.
My accountant was so bad I am now on first name terms with the tax department.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... have the absolute right to dictate terms of use to anyone who wants to use it. If you ...
... in terms of how we would do it. I want to close loopholes that allow companies to deduct ...