Jane was about to leave the house.
- Jane evi terk etmek üzereydi.
I didn't know he had decided to leave his job.
- Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.
We have to abandon the plan.
- Planı terk etmek zorundayız.
They had to abandon their vehicles in the snow.
- Araçlarını karda terk etmek zorunda kaldılar.
I've decided to quit doing that.
- Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
Tom will have to leave.
- Tom terketmek zorunda kalacak.
Tom is going to have to leave.
- Tom terketmek zorunda olacak.