He hesitated for a while. - O bir süre tereddüt etti.
He hesitated for a while.
O bir süre tereddüt etti.
He didn't hesitate to tell his wife the truth. - O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.
He didn't hesitate to tell his wife the truth.
O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.