All the children in this class are very polite.
- Bu sınıftaki tüm çocuklar çok terbiyelidir.
I thought Tom was a decent guy.
- Tom'un terbiyeli bir adam olduğunu düşündüm.
No decent people go to that place.
- Hiçbir terbiyeli insan o yere gitmez.
Mary is an aristocrat and a proper lady.
- Mary aristokrat ve terbiyeli bir bayan.
Tom is a well-behaved boy.
- Tom terbiyeli bir çocuk.
You have to behave in the church.
- Kilisede terbiyeli olmak zorundasın.
Boys can be trained to behave.
- Erkek çocuklar terbiyeli olmak için eğitilebilirler.
It's supposed to be bad manners to talk with your mouth full.
- Dolu ağzınla konuşmak terbiyesizlik olması gerekiyor.
How does he teach his kids manners?
- O, çocuklarını nasıl terbiye ediyor?
He didn't have the decency to admit that he was wrong.
- O yanılgan olduğunu itiraf edebilecek bir terbiyeye sahip değildi.
Tom didn't even have the decency to admit he was wrong.
- Tom'un bile hatalı olduğunu itiraf etmek için terbiyesi yoktu.
It's supposed to be bad manners to talk with your mouth full.
- Dolu ağzınla konuşmak terbiyesizlik olması gerekiyor.
It's bad manners to talk during a concert.
- Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
He's had a liberal upbringing.
- O, özgürlükçü bir terbiye aldı.