Böyle gergin olmaya gerek yok.
- There's no need to be that tense.
Uçağa binmeden önce her zaman gergin olurum.
- I am always tense before I get on an airplane.
Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır?
- Which endings does this verb have in the present tense?
Çin ve Japonya arasındaki ilişkiler son zamanlarda gergin olmuştur.
- Relations between China and Japan have been tense recently.
Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
- Tom's meeting with his boss was very tense.
Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
- What Jane said made the atmosphere less tense.
Washington'daki atmosfer çok gergin oldu.
- The atmosphere in Washington became very tense.
Hükümetin mali durumu sıkıntılı.
- The government's financial situation is tense.
Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
- Tom's meeting with his boss was very tense.
The basic tenses in English are present, past, and future.