The object had a tinny appearance.
The shop was filled with tinny tourist geegaws.
Tom poured the soup into a large tin cup.
- Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.
Tom can't play the tin whistle very well.
- Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.
Tom can't play the tin whistle very well.
- Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.
Tom found a gun near the garbage can.
- Tom, çöp tenekesinin yanında bir silah buldu.
Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
- Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.