He has a beautiful tan.
- Onun güzel bir ten rengi var.
You have the same skin color as me.
- Benimle aynı ten rengine sahipsin.
You have the same skin color as me.
- Benimle aynı ten rengin var.
People are judged by their skin colour.
- İnsanlar ten rengine göre yargılanıyor.