Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
- Tom heard the temple bell in the distance.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük tapınaktır.
- This is the largest temple that I've ever seen.
Tom parmaklarıyla şakaklarıma masaj yaptı.
- Tom massaged my temples with his fingers.
Tom Mary'nin şakaklarına masaj yaptı.
- Tom massaged Mary's temples.
Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .
- There were no temples or shrines among us save those of nature.
Yarın bazı tapınakları ziyaret edelim.
- Let's visit some temples tomorrow.
My body is my temple.
A temple of Zeus..
Grows wide withal.