Meg cleared her desk.
- Meg kendi masasını temizledi.
In the morning, we clear the futon.
- Sabahleyin katlanır yatağı temizleriz.
Every Saturday we clean the whole house.
- Her cumartesi bütün evi temizleriz.
Flowers and trees need clean air and fresh water.
- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.
- Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
White carpets are very hard to keep clean.
- Beyaz halıları temiz tutmak çok zordur.
How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
- Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
It is impossible for me to cleanly crack an egg with both hands.
- Bir yumurtayı iki elimle temiz bir şekilde kırmam imkansız.
We clean our classroom after school.
- Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
It took me three days to clean the room.
- Odayı temizlemek üç günümü aldı.
Cleanup will cost millions of dollars.
- Temizleme, milyonlarca dolara mal olacak.
She is always neatly dressed.
- O her zaman temiz giyinir.
Keep your room as neat as you can.
- Elinden geldiğince odanı temiz tut.
We are breathing pure air.
- Biz temiz hava soluyoruz.
I cannot breathe pure air. I live in a large city.
- Ben temiz hava alamıyorum. Ben büyük bir şehirde yaşıyorum.
If I was going to the African continent where would be the safest and most sanitary place?
- Eğer Afrika kıtasına gitmiş olsaydım en güvenli ve en temiz yer neresi olurdu?
She always keeps her room neat and tidy.
- Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
Tom is tidying his room.
- Tom odasını temizliyor.
Something wasn't kosher.
- Bir şey temiz değildi.
I clean my ears using cotton swabs.
- Pamuklu çubuklar kullanarak kulaklarımı temizlerim.
The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.
- Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.
He cleansed the wound before putting on a bandage.
- O bir bandaj koymadan önce yarayı temizledi.
Tom resumed clearing the table.
- Tom masayı temizlemeye devam etti.
Thank you for clearing the backyard.
- Arka bahçeyi temizlediğin için teşekkürler.
Everything should be done neatly.
- Her şey temizce yapılmalı.
She is always neatly dressed.
- O her zaman temiz giyinir.
All of us were busy cleaning the room.
- Hepimiz odayı temizlemekle meşguldük.
Several students have gone home without cleaning the classroom.
- Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
I'll clean up the kitchen later.
- Mutfağı daha sonra temizleyeceğim.
We must clean up the kitchen.
- Mutfağı temizlemeliyiz.
It's one of the cleanest cities in the world.
- Dünyadaki en temiz şehirlerden biridir.
Some toilets waste a lot of water every time they are flushed.
- Bazı tuvaletler her zaman temizlendiği için çok su israf ediyorlar.
Remember to flush the toilet.
- Tuvaleti temizlemeyi unutma.
In the morning, we clear the futon.
- Sabahleyin katlanır yatağı temizleriz.
She will clear the table of the dishes.
- O, bulaşık masasını temizleyecek.
Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
Light is as necessary as fresh air is for health.
- Işık sağlık için temiz havanın gerekli olduğu kadar gereklidir.
The government has made efforts to make our country clean and green.
- Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.
He cleansed the wound before putting on a bandage.
- O bir bandaj koymadan önce yarayı temizledi.
I just cleaned my room.
- Ben az önce odamı temizledim.
Working together, they cleaned the entire house in no time.
- Birlikte çalışarak, bütün evi çabucak temizlediler.