temâyül

listen to the pronunciation of temâyül
Турецкий язык - Английский Язык
tendency, inclination, propensity
liking, fondness, affection
inclination, tendency
cast
leverage
proneness
proclivity
leaning
tide
appetence
bias
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Bir yana veya bir kimseye fazla taraftarlık ve sevgi göstermek
(Hukuk) Eğilim
(Osmanlı Dönemi) Bir yana çarpılmak
(Osmanlı Dönemi) (C.: Temayülât) Meyletmek. Bir cihete iltifat etmek. Bir tarafa eğilmek
Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma: "Yarının siyasetine yol açan fikirler, temayüller ilk önce bunlar arasında kaynaşır."- Y. K. Karaosmanoğlu
Belli bir gayeye veya sonuca yönelen faaliyete dönüşmeyen etki gücü, yönseme
Bir tarafa eğilme, meyletme
Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma
Bir tarafa eğilme, meyletme: "Musiki ruhların en tabii temayülleri arasındadır."- A. Ş. Hisar
(Osmanlı Dönemi) meyletme, yönelme, eğilme
temâyül
Избранное