telefonlaşmak

listen to the pronunciation of telefonlaşmak
Турецкий язык - Английский Язык
to talk over the telephone, talk on the telephone (with someone)
telefon
{i} telephone

Where is the nearest telephone? - En yakın telefon nerede?

He asked for my permission to use the telephone. - Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.

telefon
blower
telefon
phone

You should turn off your cell phone. - Cep telefonunu kapatmalısın.

Get both a phone and internet access in a single package! - Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!

telefon
call

I need to make a telephone call. - Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.

She won't call this evening. - Bu akşam telefon etmez.

telefon
(Bilgisayar) name on
telefon
(Bilgisayar) telephony
telefon
dial phone
telefon
telephoned

The man who telephoned an hour ago was Frank. - Bir saat önce telefon eden adam Frank idi.

It was Mike that telephoned the police. - Polise telefon eden Mike idi.

telefon
telephone call, phone call
telefon
telephone, phone
telefon
telephone, phone; call, telephone call, phone call
telefonlaşma
telephoning (each other)
Турецкий язык - Турецкий язык
Telefonda konuşmak
Birbiriyle telefonda konuşmak
telefon
Konuşmaları ileten ve yansıtan elektrik tesisatının bütünü
telefon
Birbirinden uzakta bulunan iki kişinin konuşmasını sağlayan cihaz
telefon
Belirli bir uzaklıktaki konuşmaları ileten ve yansıtan elektrik tesisatının bütünü
telefonlaşma
Telefonlaşmak işi
telefonlaşmak
Избранное