She called him on the phone.
- O, onu telefonla aradı.
I couldn't get him on the phone.
- Ona telefonla ulaşamadım.
None of the telephones are working.
- Telefonlardan hiçbiri çalışmıyor.
Before long, we'll be able to communicate with each other by T.V. telephone.
- Çok geçmeden, T.V. telefonla birbirimizle iletişim kurabileceğiz.
He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Where is the nearest telephone?
- En yakın telefon nerede?
She wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Does she know your phone number?
- Telefon numaranı biliyor mu?
I need to make a telephone call.
- Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
- Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
Paul telephoned just now.
- Paul az önce telefon etti.
It was Mike that telephoned the police.
- Polise telefon eden Mike idi.