His repeated delinquencies brought him to court.
- Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
The senator denied repeated requests for an interview.
- Senatör bir görüşme için tekrarlanan talepleri inkar etti.
No, repeated the Englishman.
- Hayır, İngiliz tekrarladı.
He repeated his name slowly.
- Yavaşça adını tekrarladı.
Stop repeating everything I say! Stop repeating everything I say!
- Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes! Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes!
Would you mind repeating the question?
- Soruyu tekrarlar mısın?