His repeated delinquencies brought him to court.
- Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
He repeated it again.
- O, onu yine tekrarladı.
Would you mind repeating the question?
- Soruyu tekrarlar mısın?
Stop repeating everything I say! Stop repeating everything I say!
- Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes! Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes!
Repetition plays a very important role in language learning.
- Tekrarlama, dil öğrenmede çok önemli bir rol oynamaktadır.
Repetition helps you remember something.
- Tekrarlama senin bir şey hatırlamana yardım eder.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
- Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
Can I have the menu again, please?
- Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?
And I will raise it again in three days.
- Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
Could you please say that once again in French?
- Lütfen onu Fransızca olarak bir kez daha tekrar söyler misiniz?
Could you please repeat it once again?
- Lütfen onu bir kez daha tekrarlar mısın?
His repeated delinquencies brought him to court.
- Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
Could you repeat that, please?
- Lütfen şunu yeniden tekrarlayabilir misin?
Delegates voted over and over again.
- Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
I say the same thing over and over.
- Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.
- Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.
Do I have to do it over again?
- Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?
He read the article over and over again.
- O makaleyi tekrar tekrar okudu.
Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers.
- Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.
He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.
He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.
My parents didn't allow me to see Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.
In 1603, when King James I came into power, football was allowed again.
- 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.
You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
- Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
I will write you back soon.
- Ben kısa sürede size tekrar yazacağım.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
We have to start all over again.
- Biz tekrar baştan başlamak zorundayız.
This soundbite was repeated all over the news.
- Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi.
The crowd cried out for an encore.
- Kalabalık tekrar için bağırdı.
Replay the last 10 seconds.
- Son 10 saniyeyi tekrar oynat.