Repetition does not transform a lie into a truth.
- Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
Repetition helps you remember something.
- Tekrarlama senin bir şey hatırlamana yardım eder.
The convention voted again.
- Kurultay tekrar oylama yaptı.
Can I have the menu again, please?
- Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?
She came here once again.
- O tekrar buraya geldi.
Could you please repeat it once again?
- Lütfen onu bir kez daha tekrarlar mısın?
Lincoln repeated the words.
- Lincoln sözlerini tekrarladı.
No, repeated the Englishman.
- Hayır, İngiliz tekrarladı.
I say the same thing over and over.
- Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
He read the article over and over again.
- O makaleyi tekrar tekrar okudu.
I've told you over and over again not to do that.
- Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
She explained it over again.
- O, onu tekrar açıkladı.
Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers.
- Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.
He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.
He also didn't pass the re-exam.
- Tekrarlanan sınavı da geçmedi.
You're wasting your time with all this needless repetition so spare us the long-winded explanation.
- Bütün bu gereksiz tekrarla zamanını boşa harcıyorsun bu yüzden bize uzun soluklu bir açıklama yap.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
- Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
I will write you back soon.
- Ben kısa sürede size tekrar yazacağım.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
This soundbite was repeated all over the news.
- Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi.
We have to start all over again.
- Biz tekrar baştan başlamak zorundayız.
The crowd cried out for an encore.
- Kalabalık tekrar için bağırdı.
Replay the last 10 seconds.
- Son 10 saniyeyi tekrar oynat.