Onun gözlerinde gözyaşı gördüm.
- I saw tears in his eyes.
Müziksiz dünya, gözyaşı vadisidir.
- Without music, the world is a valley of tears.
Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.
- Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't.
Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.
- Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't.
Gözyaşı akıtmamak için çabaladı.
- She tried not to shed a tear.
Bir gözyaşı onun yanağından aşağıya süzüldü.
- A tear ran down her cheek.
Bu evin çok fazla onarıma ihtiyacı var, onu yıkmak ve yenisini yapmak daha kolay olacaktır.
- This house needs so many repairs, it would be easier to tear it down and build a new one.
Kimse bu evi yıkmayacak.
- Nobody is going to tear down this house.
Bu evin çok fazla onarıma ihtiyacı var, onu yıkmak ve yenisini yapmak daha kolay olacaktır.
- This house needs so many repairs, it would be easier to tear it down and build a new one.
Bunu temizlemek bir sürü zaman, kan, ter ve göz yaşı aldı.
- It took a lot of time, blood, sweat and tears to clean it.
Gözyaşları içinde, o, mektubunu yırttı ve onu attı.
- In tears, she tore up his letter and threw it away.
Bu kumaş kolay yırtılır.
- This cloth tears easily.
Müziksiz dünya çile dünyasıdır.
- Without music the world is a vale of tears.
Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.
- Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Yanaklarından süzülen yaşlarla ona seslendi.
- She called out to him, with tears running down her cheeks.
And in all her letters since, she had spoken of her aunt as a silly, vain, worldly woman, weeping crocodile tears, for an old husband whose death had released her from the tedium of his company.
The whole audience was in tears at the end of the film.
He went tearing down the hill at 90 miles per hour.
A small tear is easy to mend, if it is on the seam.
The slums were torn down to make way for the new development.
Ryan wiped the tear from the paper he was crying on.
Her eyes began to tear in the harsh wind.
1. She blinked back her tears and went on.
2. He blinked his tears back and endured the pain.
... in the sweat and blood and tears to make it happen, ...