Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

tazyi̇k

listen to the pronunciation of tazyi̇k
Турецкий язык - Английский Язык
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) İcbar etmek
(Osmanlı Dönemi) Daraltmak, sıkıştırmak
(Osmanlı Dönemi) Sıkıntı ve ızdırab vermek
(Osmanlı Dönemi) Zorlama, baskı
(Osmanlı Dönemi) Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi. Basınç. Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; gazlar ise, içinde kapalı oldukları kabın her tarafına basınç yaparlar
tazyik
(Osmanlı Dönemi) daraltmak, sıkıştırmak, sıkıntı ve ıztırab vermek, zorlama, baskı
tazyik
Sıkıştırma, darlaştırma: "Bütün kanı göğsünü çatlatacak bir tazyikle kalbine hücum ediyordu."- Y. K. Karaosmanoğlu
tazyik
Sıkıştırma, darlaştırma
tazyik
Manevî baskı, zorlama, zarara sokma
tazyik
Basınç
tazyik
Manevi baskı, zorlama, zarara sokma: "Bütün hayatınca bunun tazyiki altında kaldı."- S. F. Abasıyanık
tazyik etmek
Zorlamak, baskı yapmak
tazyik etmek
Sıkıştırmak
tazyi̇k
Избранное