I like Beypilic chicken.
- Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.
We've eaten pizza and chicken at noon.
- Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.
Cows give us milk, and hens eggs.
- İnekler bize süt verir, ve tavuklar yumurtalar.
This hen does not lay eggs at all these days.
- Bu tavuk bu günlerde hiç yumurtlamıyor.
Tom let his chooks out so they could roam free in the garden.
- Tom, bahçede serbestçe dolaşabilsinler diye tavuklarını dışarı salıverdi.
Tom fed the chickens.
- Tom tavukları besledi.
The snow-flakes became larger and larger, till they appeared like great white chickens.
- Kar taneleri büyük beyaz tavuklar gibi görününceye kadar gittikçe büyüdü.