We had some chicken soup.
- Biz biraz tavuk çorbası yedik.
She bought a chicken.
- O, bir tavuk satın aldı.
My hens laid fewer eggs last year.
- Benim tavuklar geçen yıl daha az yumurtladı.
This hen does not lay eggs at all these days.
- Bu tavuk bu günlerde hiç yumurtlamıyor.
Tom let his chooks out so they could roam free in the garden.
- Tom, bahçede serbestçe dolaşabilsinler diye tavuklarını dışarı salıverdi.
Tom fed the chickens.
- Tom tavukları besledi.
The snow-flakes became larger and larger, till they appeared like great white chickens.
- Kar taneleri büyük beyaz tavuklar gibi görününceye kadar gittikçe büyüdü.