Tom recommended this book to me.
- Tom bana bu kitabı tavsiye etti.
The lawyer recommended his client to take legal action.
- Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
I'll do as you advise.
- Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
He advised an early start.
- Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
My brother advised me to stop smoking.
- Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
Our music teacher advised me to visit Vienna.
- Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.