Self-praise is no recommendation.
- Övünme tavsiye edilmez.
Thanks for the recommendation.
- Tavsiye için teşekkürler.
Tom became frustrated when his suggestions fell on deaf ears.
- Tom, tavsiyeleri sağır kulaklara düştüğünde hayal kırıklığına uğradı.
I asked Tom if he had any suggestions.
- Tom'a bir tavsiyesi var mı diye sordum.
May I give you some advice?
- Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
Can I give you a bit of advice?
- Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
These tips may save your life.
- Bu tavsiyeler hayatını kurtarabilir.
She advises him on technical matters.
- O, ona teknik konularda tavsiyede bulunur.
She advises me on technical matters.
- Teknik konularda bana tavsiyelerde bulunur.
I found out a very interesting site I'd like to recommend.
- Tavsiye etmek istediğim çok ilginç bir site buldum.
This is the only guidebook that was recommended to me that is really useful.
- Bu bana tavsiye edilen gerçekten faydalı olan tek rehber.
This is a highly recommended restaurant.
- Bu, çok tavsiye edilen bir restorandır.
A good dress is a card of invitation, a good mind is a letter of recommendation.
- İyi bir elbise bir davetiye kartı gibidir, iyi bir fikir bir tavsiye mektubu gibidir.
It is advisable to take the train.
- Trene binmek tavsiye edilebilir.
It is advisable to go by train.
- Trenle gitmek tavsiye edilebilir.