tavlama

listen to the pronunciation of tavlama
Турецкий язык - Английский Язык
cementation
annealing, heat treatment
annealing
(Mühendislik) tempering
tavlama fırını
annealing furnace
tavlama çekmesi
temper rolling
tam tavlama
full annealing
tavla
backgammon

Tom doesn't usually play backgammon. - Tom genellikle tavla oynamaz.

You and I have never played backgammon together, have we? - Sen ve ben birlikte hiç tavla oynamadık, değil mi?

tavlamak
chat up
tavlamak
dampen
tavlamak
heat-treat
tavlamak
coax
tavlamak
quench
tavlamak
cajole
tavlamak
neal
tavlamak
heat treat
tavlamak
try and pick up
tavlamak
anneal
tavlamak
temper
Tavlamak
charm
tavla
anneal
ara tavlama
intermediate annealing
batch tavlama
batch annealing
dolgulu tavlama
pack annealing
eşısıl tavlama
isothermal annealing
izotermal tavlama
isothermal annealing
kutu fırında tavlama
box annealing
mavi tavlama
blue annealing
parlak tavlama
bright annealing
sürekli tavlama
continuous annealing
tavla
stable (for horses)
tavla
gammon
tavla
stable
tavla
stud
tavlamak
slang to trick, hoodwink, bamboozle, pull the wool over (someone's) eyes
tavlamak
attemper
tavlamak
to dampen (clothes, paper, tobacco) (before ironing, etc.)
tavlamak
slang to snow, beguile, charm
tavlamak
to anneal; to dampen; to chat up, to try and pick up, to try and get off with; to cajole sb (into/out of sth), to coax sb (into/out of sth)
tavlamak
to anneal (steel, glass)
tavlamak
to finish, fatten (an animal)
tavlamak
(demir) puddle
tavlamak
roast
yumuşak tavlama
soft annealing
Английский Язык - Английский Язык

Определение tavlama в Английский Язык Английский Язык словарь

tavla
A version of the board game backgammon played widely in Turkey and other countries of the region
Турецкий язык - Турецкий язык
Tavlamak işi
tavla
(Osmanlı Dönemi) zar ve pullarla. oynanan oyun, kumar; ahır
tavla
Bu oyunun üzerinde oynandığı, iki iç yüzü bölme desenli, dik dörtgen biçimindeki tahta kutu
TAVLA
(Osmanlı Dönemi) Hayvan bağlanan ahır. San'at Ansiklopedisinde "Tavla" maddesi: "Hayvanların tavlanması yani istirahat edip çalışacak kıvama gelmesi, kuvvet ve tâkat kazanması için beslendiği yer." şeklinde tarif edilmiştir
tavla
Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun
tavla
At ahırı: "Piyade subaylarının binekleri, makineli tüfek bölümünün katırları o tavlada dururdu."- N. Cumalı
tavla
Atların bağlandığı uzun ip
tavla
At ahırı
tavla
Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun: "Öğleden sonra birkaç parti tavla oynamaktan ... hiç vazgeçmiyorduk."- Y. K. Karaosmanoğlu
tavlamak
Kandırıp elde etmek
tavlamak
İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek
tavlamak
Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak
tavlamak
Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek: "Hiçbir namuslu insan kendisine gönül vermiş bir kızdan, tavladım, diye söz etmez."- O. Kemal
tavlama
Избранное