I really do, replied the little black rabbit.
- Ben gerçekten yaparım, küçük siyah tavşan cevap verdi.
That rabbit's getting away with my radishes!
- Şu tavşan benim turpları alıp kaçıyor.
A hare raced with a tortoise.
- Bir tavşan, bir kaplumbağa ile yarıştı.
He runs with the hare and hunts with the hounds.
- Tavşana kaç, tazıya tut diyen bir kişidir o.
I made some bunny-shaped cookies.
- Tavşan şeklinde bazı kurabiyeler yaptım.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Do you believe in the Easter Bunny?
- Paskalya tavşanına inanıyor musun?
That was an angry bunny.
- O öfkeli bir tavşandı.