Tom, tamamen bitkin olduğunu söyledi.
- Tom said he was all worn out.
Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın.
- You must be worn out after working all day.
O, eve vardığında yorgundu.
- He was worn out when he got home.
Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum.
- I found him worn out, old, and tired.
O, çok çalışmaktan yıpranmıştı.
- She was worn out from overwork.
Benim ayakkabılar yıpranmış.
- My shoes are worn out.