tatmin etme

listen to the pronunciation of tatmin etme
Турецкий язык - Английский Язык
satisfying
to satisfy
{i} fullfilling
dissatisfied
tatmin etmek
satisfy

He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked. - O, sevgilisinin arzuların tatmin etmek için her şeyi yaptı ama hiçbiri işe yaramadı.

Tom is hard to satisfy. - Tom'u tatmin etmek zor.

tatmin etmek
fulfil
tatmin etmek
sate
tatmin etmek
make satisfied
tatmin et
satisfy

His explanation that a solution would take time didn't satisfy anyone. - Çözümün zaman alacağı konusundaki açıklaması kimseyi tatmin etmedi.

This did not satisfy Mary, and the relationship between them became more distant. - Bu, Mary'yi tatmin etmedi, onlar arasındaki ilişki daha mesafeli oldu.

tatmin et
make satisfied
tatmin et
{f} satisfying
tatmin et
{f} fullfilling
tatmin et
{f} satisfied

Tom satisfied his hunger by eating some sandwiches. - Tom birkaç sandviç yiyerek açlığını tatmin etti.

The meal satisfied his hunger. - Yemek onun açlığını tatmin etti.

tatmin etmek
satiate
tatmin etmek
meet
tatmin etmek
appease
tatmin etmek
content
tatmin etmek
fill
tatmin etmek
to satisfy
tatmin et
gratifying
tatmin et
content
tatmin et
contents
tatmin et
contented
tatmin et
gratify
tatmin etmek
to satisfy; to gratify; to content
tatmin etmek
a) to satisfy b) to appease
tatmin etmek
gratify
tatmin etmek
assuage
tatmin etmek
relish
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tatmin etme в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tatmin etmek
Karşısındakinin cinsel isteklerini gidermek
tatmin etmek
Karşısındakine güven vererek onu istenilen bir biçimde hoşnut etmek, doyurmak
tatmin etme
Избранное