Büyük, zaman alan görevleri parçalara ayırıyorum.
- I break large, time-consuming tasks into chunks.
Belli görevler için bilgisayarım çok yararlı olabilir.
- For certain tasks, my computer can be very useful.
Belli görevler için bilgisayarım çok yararlı olabilir.
- For certain tasks, my computer can be very useful.
Bizim sorunlarımız yok. Yalnızca görevlerimiz var.
- We don't have problems. We only have tasks.
Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.
- You should give this task to some other person.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To rule a country is not an easy task.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To rule a country is no easy task.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
... We figured if switching between a few tasks was good, then switching between more will ...
... these tasks? ...