Büyük, zaman alan görevleri parçalara ayırıyorum.
- I break large, time-consuming tasks into chunks.
Belli görevler için bilgisayarım çok yararlı olabilir.
- For certain tasks, my computer can be very useful.
Tom'un görev dağılımı için büyük bir yeteneği var.
- Tom has a great talent for the assignment of tasks.
Bizim sorunlarımız yok. Yalnızca görevlerimiz var.
- We don't have problems. We only have tasks.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Sizin robotunuz yemekleri hazırlayacak, temizleyecek, bulaşıkları yıkayacak, ve diğer ev işlerini yapacak.
- Your robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.
Görevde onunla işbirliği yaptım.
- I cooperated with him in the task.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
... Revolution had to do with the application of scientific ideas to the basic tasks of ...
... these tasks? ...