tasarruf etmek

listen to the pronunciation of tasarruf etmek
Турецкий язык - Английский Язык
economize
cut back
save money

Tom and Mary moved in together to save money on rent. - Tom ve Mary kiradan tasarruf etmek için beraber eve çıktılar.

save on

Many farmers had to divest themselves of stock during the drought to save on feeding costs. - Birçok çiftçi kuraklık sırasında beslenme maliyetlerinde tasarruf etmek için kendilerini stoktan mahrum bırakmak zorunda kaldılar.

dispose
get ahead
economising
economise
appropriate
save up

Tom wanted save up enough money to buy a car. - Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi.

(Hukuk) to dispose
save

I used a computer in order to save time. - Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.

Let's predrink at home before going to the club, because I would like to save some money. - Kulübe gitmeden önce evde önceden içelim, çünkü biraz para tasarruf etmek istiyorum.

to save, to economize
1. to save, save money, save up; to economize; to practice conservation. 2. to save on, economize on, save. 3. to have the use of; to have (something) in one's possession
skimp
tasarruf etme
(Kanun) disposal
tasarruf et
save on
maliyetten tasarruf etmek
cut the cost
maliyetten tasarruf etmek
cut down on costs
Турецкий язык - Турецкий язык
Para biriktirmek
Bir malın sahibi olmak; onu istediği gibi kullanmak
Bir şeyi dikkatli ve idareli kullanmak
tasarruf etmek
Избранное