tasarlama

listen to the pronunciation of tasarlama
Турецкий язык - Английский Язык
hatching
planning, designing
hatcher
conceiving
deliberation
premeditation
planning
designing

When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country. - Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.

{i} contemplation
incubation
resolve
{i} design

When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country. - Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.

Tom volunteered to design a website for a local charity. - Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.

tasarlamak
{f} design

Apple tried a lot to design beautiful hardware. - Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.

It wouldn't be too hard to design a new website for you. - Sizin için yeni bir web sitesi tasarlamak çok zor olmazdı.

tasarlamak
plan
tasarlamak
envisage
tasarlamak
lay out
tasarlamak
intend
tasarlamak
{f} propose
tasarlamak
{f} mean
tasarlamak
contemplate
tasarlamak
{f} devise
tasarla
{f} designing

Tom spent all day designing a website for a new client. - Tom, bütün günü yeni bir müşteri için bir web sitesi tasarlayarak geçirdi.

When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country. - Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.

tasarlamak
think up
tasarlamak
{f} fix
tasarlamak
{f} purpose
tasarlamak
spin
tasarlamak
ideate
tasarlamak
ruminate on
tasarlamak
sketch out
tasarlamak
think about
tasarlamak
ruminate over
tasarlamak
ruminate about
tasarlamak
hatch
tasarlamak
frame
tasarlamak
blueprint
tasarlamak
skeletonize
tasarlamak
conceive
tasarlamak
work out
tasarlamak
think of
tasarlamak
lay
tasarlamak
cogitate
tasarlamak
destinate
tasarlamak
(Askeri) outstand
tasarlamak
blue-print
tasarlamak
think out/through
tasarlamak
cast
tasarlamak
think
tasarlamak
trace
tasarlamak
resolve
tasarlamak
fancy
tasarlamak
drafting
tasarlamak
schedule
tasarla
conceive

I conceived of the plan while I was smoking. - Sigara içerken planı tasarladım.

tasarla
{f} design

University education is designed to expand your knowledge. - Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.

Who designed the White House? - Beyaz Saray'ı kim tasarladı?

tasarla
{f} devise

Sami devised a simple plan to help Layla. - Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.

To explain this phenomenon, each scientist devised his own theory. - Bu fenomeni açıklamak için, her bilim adamı kendi teorisini tasarladı.

tasarlamak
map
tasarlamak
scheme
tasarlamak
map out
tasarlamak
cast about
tasarlamak
project
tasarlamak
perpend
tasarla
designed

This is designed especially for young people. - Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.

This book is designed to teach children how to read. - Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı.

tasarlamak
Envisage, envision; to plan; to project, devise a plan for
tasarlamak
{f} forecast
tasarlamak
intends
tasarlamak
architect
tasarlamak
premeditate
tasarlamak
to roughhew, rough out (a piece of wood or stone). tasarlayarak öldürme law premeditated murder. tasarlayarak öldürmek law to murder, kill (someone) premeditatedly
tasarlamak
draught
tasarlamak
to plan, to project, to design; to draft, to sketch out; to intend
tasarlamak
incubate
tasarlamak
ruminate
tasarlamak
cast around
tasarlamak
calculate
tasarlamak
meditate
tasarlamak
draft
tasarlamak
blue print
tasarlamak
contrive
tasarlamak
think out
tasarlamak
to envisage, envision; to plan; to project, devise a plan for
yasa tasarlama süreci
(Politika, Siyaset) legislative drafting
önceden tasarlama
premeditation
Турецкий язык - Турецкий язык
Tasarlamak işi: "Ama tasarlamaların yaman olduğunu biliyoruz."- F. R. Atay
Tasarlamak işi
tasmim
Tasarlamak
düşünmek
Tasarlamak
(Hukuk) TASMİM ETMEK
Tasarlamak
proje yapmak
tasarlamak
Kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak
tasarlamak
Bir taşın, bir ağacın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak
tasarlamak
Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak: "Oğlan tasarladığı planında muvaffak olamadı."- H. Taner
tasarlamak
Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak
tasarlama
Избранное