She hopes to become a designer.
- O, bir tasarımcı olmayı umuyor.
She wants to be a designer.
- O bir tasarımcı olmak istiyor.
I think our designers lack imagination.
- Bence tasarımcılarımızın hayal gücü yetersiz.
My job is designing shoes.
- Benim işim ayakkabı tasarımıdır.
Sami is great at designing buildings.
- Sami, binaların tasarımında harikadır.
Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
- Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
Mary is an architect specialized in experimental designs.
- Mary deneysel tasarımlar konusunda uzmanlaşmış bir mimardır.