Turta yapmak için yumurta yağ ve şekere ihtiyacın var.
- To make a tart, you need eggs, butter and sugar.
Tartar sertleşmiş diş plağının bir şeklidir.
- Tartar is a form of hardened dental plaque.
Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.
- After I pick some blueberries, I make a tart.
He gave me a very tart reply.
I ate a very tart apple.
They tarted up their business plan to make it look like YouTube.
They ordered soda scones and sandwiches, Victoria sponge cake and cling peaches, choux pastries and flapjacks, Bakewell tart and trifle with extra cream..
Carl Kasell will come to their house and cook his signature dish, breakfast à la Edwards, which is two pop tarts and a Benson and Hedges.
After much effort, she was able to overcome the pop tart label and be taken seriously as a musician.
Tom wished he hadn't eaten so much pie.
- Tom o kadar çok tart yememiş olmayı diledi.
My wife loves apple pie.
- Eşim elmalı tartı seviyor.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
My sister is always weighing herself.
- Kız kardeşim her zaman kendini tartıyor.
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
Mary weighed it in her hand.
- Mary onu elinde tarttı.
My wife loves apple pie.
- Eşim elmalı tartı seviyor.
She cooked her husband an apple pie.
- Kocasına elmalı tart pişirdi.