My hobby is visiting old temples.
- Hobim eski tapınakları ziyaret etmektir.
There are many old temples in Kyoto.
- Kyoto'da bir sürü eski tapınaklar var.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
Tom heard the temple bell in the distance.
- Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
There used to be a small shrine around here.
- Buralarda küçük bir tapınak vardı.
There were no temples or shrines among us save those of nature.
- Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .