tanınmış

listen to the pronunciation of tanınmış
Турецкий язык - Английский Язык
reputable
notable
of note
prestigious
famed
noted

The noted diplomat readily participated in the committee. - Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı.

well-known; famous
well known

As a singer, she's well known. - O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

She's well known as a singer. - O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

known for: O dürüst tanınmış bir adamdır. He's a man who's known for his honesty
illustrious
well-known, famous, recognized, noted, celebrated, reputable
distinguished
reputed

She is highly reputed not only as a scholar but also as a poet. - O sadece bir bilim adamı olarak değil aynı zamanda bir şair olarak da çok iyi tanınmış.

conversant
famous

Jim Carrey is very famous and a good comedian. - Jim Carrey iyi ve çok tanınmış bir komedyendir.

Michael Jackson was the most famous singer in the United States. - Michael Jackson, Abd'nin en tanınmış şarkıcısıydı.

acknowledged
recognized

Years ago this principle was widely recognized. - Yıllar önce bu ilke yaygın olarak tanınmıştır.

He is a recognized authority on the subject. - O, konu üzerine tanınmış bir otoritedir.

(Politika, Siyaset) prominent

Sami was a prominent Cairo plastic surgeon. - Sami, tanınmış bir Kahireli plastik cerrahtı.

The prominent psychologist resembles my uncle in appearance. - Tanınmış psikolog görünüşte amcama benziyor.

(Kanun) legitimized
(deyim) in the public eye
known

It's one of the best known books in Brazilian literature. - Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri.

She's well known as a singer. - O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

tanı
{i} diagnosis
tanınmış kimse
notability
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

You can easily identify Tom because he is very tall. - Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.

tanı
recognise

Do you recognise the person in this picture? - Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?

I can recognise my own kind. - Ben kendi türümü tanıyabilirim.

tanı
{f} recognized

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

Having seen him in the picture, I recognized him at once. - Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

alenen tanınmış kişi
public figure
kötü tanınmış
notorious

The notorious expression of the year 2011 is Kebab murders. - 2011 yılının kötü tanınmış deyimi Kebap cinayetleridir.

ptolemaios zamanındaki yedi tanınmış yunanlı şair
Pleiades
resmen tanınmış
accredited
resmen tanınmış banka
(Ticaret) recognised bank
resmen tanınmış olan kilise
established church
tanı
diagnosis teşhis
Турецкий язык - Турецкий язык
Ünlü
Herhangi bir özelliği ile ün kazanmış olan
merkür, ikimizin hikâyesi, 6. his, içimdeki çocuk gibi filmleriyle tanınmış abd'
BRUCE WiLLiS: şifre
tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis