tanımlanamayan

listen to the pronunciation of tanımlanamayan
Турецкий язык - Английский Язык
unidentified

UFO stands for unidentified flying object. - UFO tanımlanamayan uçan nesne anlamına gelir.

Have you ever seen an unidentified flying object? - Hiç tanımlanamayan uçan nesne gördün mü?

unidentifiable
nameless
tanımlanamayan uçan cisim
unidentified flying object
tanımla
describing
tanımla
{f} defined

Schopenhauer defined architecture as frozen music. - Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

tanımla
(Bilgisayar) identify on
tanımla
(Bilgisayar) identify

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to. - Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.

tanımla
{f} identified

She identified him as the murderer. - Onu bir katil olarak tanımladı.

Happiness is sometimes identified with money. - Mutluluk bazen parayla tanımlanır.

tanımla
{f} declaring
tanımla
declare
tanımla
define

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

Can you clearly define this word? - Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?

tanımla
{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

tanımla
{f} described

Tom described his new invention to both John and Mary. - Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.

She described him as handsome. - O, onu yakışıklı olarak tanımladı.

tanımla
declared
tanımla
characterize
tanımlanamayan
Избранное