It took me several hours to mend it.
- Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
I had to fix the toaster.
- Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
It'll cost about 2,000 yen to fix it.
- Onu tamir etmek yaklaşık 2,000 yene mal olacaktır.
It cost a lot of money to repair the car.
- Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
They have to repair their car.
- Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
He repaired the broken window of my house.
- O benim evin kırık penceresini tamir etti.
I am going to have my watch repaired by John.
- Saatimi John'a tamir ettireceğim.